Maskeler Bizi Öldürüyor (Cahil-i Cühela 2.Bölüm)

 

Eskiden sağlıkçıydım. Beş sene önce kendimi insanlara nefes verecek, ömrü hayatım boyunca sayısız insanın hayatını kurtaracak, duran kalpleri yeniden çalıştıracak birisi olarak görürdüm. Yavaş yavaş içimdeki o duyguların hepsi söndü. Duran kalpleri yeniden çalıştırmayı bir kenara bırakın artık kendi kalbimin attığından bile şüpheliydim. Kendimi kitaplara verdim. Biraz olsun huzur bulmuştum. Fakat temeli insan anatomisine dayanan kilit bilgilerin hiçbirini unutmadım. Ta ki ‘kaçış sendromu’ adı verilen bir şey duyana kadar.

Allah düşmanımın başına vermesin. Ne kadar zor bir illet olduğunu tahmin bile edemiyorum. Yine de ilk kez duyduğumda psikolojik bir karmaşa hali olduğunu zannetmişim. ‘’Kaçış sendromu yahu ne olabilir. İnsanın çevresinde yaşadığı zorluklardan kurtulmak için başvurduğu durumun psikologlarca isimlendirilmiş hali işe.’’ Hepimiz kaçmaz mıyız eninde sonunda. Kaçacak delik aramaz mıyız o zor anlarda. Ararız. En masumumuz bulunduğu şartlardan kaçar. En fenamız yalana başvurarak kaçar.

İlk nerede yalanla tanıştığınızı düşünür müsünüz? Hepimiz aynı yerde değil mi? En çok sevmemiz gereken yerde tanışırız. En çok sevilmemiz gereken yerde yalanın ne olduğunu anlarız. ‘’Doğruluk değeri olmayan her söz yalandır’’ diye anlamlandırırız bunu. Sonra zaten farkına varmış olduğumuz bu tabir her yerde karşımıza çıkıverir. Okulda, bakkalda, kursta, en sevdiğimizin omuzlarında … Farkında olmasak, yalana yalan demesek daha mı mutlu olurduk? Onları -yalancıları- öldürmez miydik yüreklerimizde?

Bu yalan böle bir şey işte. Dinleyeni de söyleyeni de kendine bağımlı yapıveriyor. Sanki bir salgın gibi kulaktan giriyor, ağızdan çıkıyor. Ve bizler, insagram’da, twitter’da, eş dost meclislerinde yalanla o kadar çok içli dışlı oluyoruz ki bize zarar vermesin diye her salgında yapılabilecek o şeyi yapıyoruz. Maske takıyoruz. Kendimizi bir başkası gibi göstermek için maske takıyoruz. Katlanamadığımız sözlere katlanmak için maske takıyoruz. Haketmediklerimize ulaşmak için maske takıyoruz. Biz aslında yıllardır maske takıyoruz. Ve emin olun maskelerimiz bizleri son ölümümüzden önce defalarca öldürüyor.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Masayı Dinleyin (Küçürek Öykü)

Kralın binası ( Küçürek Öykü)